Benim, kardeş aile kampanyası ile ilgili teklifin gazetelerde haber olarak çıkınca dost düşman her kes bunu okuyor. Tabii bu arada hem reyting yapma ve hem de ülkemizdeki imanlı insanları karalama peşinde olan Show TV ile onun takdimcisi Reha Muhtar da bu haberi okuyorlar. Telefona sarılıp Ankara bürolarını ve orada büronun başında ki Serkan Çinier’e bu haberi kendi açılarından nasıl değerlendireceklerini konuşuyor, yapması gerekenleri söylüyor.
1999 yılında benim Uzman Mühendislik, Müşavirlik ve Pazarla işlerinde çalıştırdığımız bir Anonim şirketim var ve ben onun hem idare meclisi başkanlığını ve hem de müdürlüğünü yürütüyorum. Bu şirket Maltepe deki büromda bulunuyor.
Telefonum çaldı, ben de açtım. Telefonun öbür ucundaki ses; “Show TV’nin Ankara bürosundan aradığını, benim Çalışma Bakanlığında yaptığım haberi gazetelerden okuduğunu, bir depremzede hanımla evlenmek istediğini, bunun için bir gün sonra gelip kaydolmak istediğini” söyledi. Ben de kendisine, “Bu bir fikirdir ve Bakanlığa aktarılmıştır. Henüz bize kaydolan bir depremzede yoktur” dedim. “Ben kayıt oluyum da gelin adayları geldiğinde evlenirim, dedi.
Beni bir düşünce aldı. Biz Show TV’nin yapısını ve çalışmalarını yakından biliyorduk. Bu adamlar ya bizi istismar ederlerse? Veya gelin adayımızı istismar ederlerse ne yapacaktık?
Sonuçta müracaatlarda ciddiyetin sağlanması ve çalışmalarımızda yapacağımız masrafların karşılanması için belli bir ücret koymaya karar verdik. Bu ücret o günlerde 50 USD kadardı.
SHOW TV İLE TANIŞMA
Ertesi günü büroma iki kişi geldi. Biri kendini Serkan Çinier olarak tanıttı, diğerine de benim amcam dedi. Yaşlıca kısa boylu bir adamdı. Serkan Efendi “Depremzedelerle evlenebilmem için benim kaydımı yapın” dedi. Kendisine 50 dolar kayıt ücreti olduğunu söyledim. 50 doları çıkardı önüme koydu.
Ben de şirketimizin faturasını keserek bu parayı tahsil ettim.
Bu işlem bitince yanındaki adama, “Amca ben biraz aşağıya ineceğim, sen burada otur” dedi ve ayrıldı. Biraz sonra yanında birkaç resmi polisle büroma geldi. Polis bana; “Sen bu adamı dolandırmış, parasını almışsın. Sizi Ankara Emniyet müdürlüğüne götüreceğiz, dedi. Meğer amcam dediği kişi de bir sivil polismiş.
Ben de onlara “Ne dolandırması? Tahsil ettiğim paranın faturasını kestim. Burası bir şirkettir. Levhası vardır, vergi levhası vardır” dedim.
Fakat polis şirketmiş, vergi levhasıymış bunlara bakmadan bizi (büroda iki kişiydik) Ankara Emniyet müdürlüğü dolandırıcılık şubesine götürdüler.
Tabii bu arada Show TV kameranı, polislerin yanında bizim filmlerimizi çekiyor ve bize; “Depremzedeleri nasıl dolandırdınız?” diye soru soruyorlardı.
Polis bir ifade tutanağı yazdı. İfade tutanağına; “Evlendirmenin hukuki yönünü yani Borçlar Kanunun 3. Bölümü Tellallık bölümünün evlendirme tellallığına göre yaptığımızı, mali dayanağının da kestiğimiz şirket faturasına göre olduğunu” belirttim. “Ben bu başvuruya 3 – 5 ay hizmet vereceğim, bu başvuru ile tahsil ettiğim paranın vergisini vereceğim, dedim.
BİR İYİLİK YAP DENİZE AT
Bizim Ankara polisi tarafından büromuzdan alınarak Emniyet müdürlüğüne götürülmemizi bir arkadaşımız öğrenmiş. TBMM’ne giderek eski İç İşleri Bakanı Aldülkadir Aksu’yu bulmuş ve bizim polis tarafından götürüldüğümüzü söylemiş. O da telefonun başına oturarak Ankara Emniyet Müdürlüğünde beni aramaya başlamış. Sonunda biz parmak izi ve fotoğraf çekimine geldiğimizde Bakanın telefonu da oraya geldi.
Polis, benim MGV Milli Gençlik Vakfı eski Genel Başkanı olduğumu Bakandan öğrenince; “Niçin bize Genel Başkan olduğunuzu söylemediniz” dedi. Ben de; “Yaptığınız yanlıştır. Bir sade vatandaş da sizden nasıl muamele görüyor? Onu görmek istedim” dedim. Bizi hemen nöbetçi savcıya çıkardılar.
Savcı daha odasına girmeden Polisteki ifademi kabul edip etmediğimi sordu. Ben de kabul ediyorum, dedim. Beyefendi siz dışarda biraz bekleyin dedi ve bizi getiren polisleri içeriye aldı. Sonra savcının sesi odada ve dışarıda çın çın öttü.
“Polis bir olay olunca olay mahalline gider. Siz ise olay olmadan gitmişsiniz. Bunun bir komplo olduğunu göremediniz mi?” dedi. Show TV’nin kameramanı bizi hala çekmeye devam ediyordu.
Show TV akşam haberlerinde Reha Muhtar, gözünü döndüre döndüre bizim haberimizi veriyor; “Milli Gençlik Vakfı eski Genel Başkanı Nevzat Laleli, kurduğu evlendirme bürosunda depremzedeleri dolandırırken yakalandı” dedi ve bizim görüntülerimizi yayınladı. Haberin arkasından da benim savcı tarafından serbest bırakıldığımı söyledi.
Bu iftira haberini için Show TV ve Reha Muhtar aleyhine tazminat davası açtım. Davayı kazandım. Ancak Reha Muhtar davayı temyiz etti. Temyiz ne mi etti? Tabii ki kararı bozdu.
Her ne kadar dava reddedilmişse de o akşamki TV haberiyle beni ve bu önemli çalışmamı bütün dünyaya duyurmuş oldu.
“Sağlam aile” kitabıma konulacak bir yazımı önce okurlarımla paylaşıyorum. N. L.
YORUMLAR