Düzce Üniversitesi 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’ni anmak, Türk milletinin vatanını korumak için yaptığı fedakarlıkları ve kahramanlıkları hatırlatmak amacıyla “18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi: Batan Güneşler…” başlıklı çevrim içi etkinlik düzenledi.
Moderatörlüğünü Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç’in yaptığı etkinlikte; Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Elemanları Arş. Gör. Dr. Emel Şengül Aras ve Arş. Gör. Dr. Emine Şahin bilgi ve deneyimlerini anlattı.
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, “108 yıl önce bu zaferi bize armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale Savaşı’nda şehit düşmüş, gazi olmuş tüm askerlerimiz ile birlikte onlara her türlü desteği veren milletimize şükranlarımı sunuyor, onları rahmetle anıyorum. Çanakkale Zaferi başlı başına bir destandır.” dedi.
Osmanlı’nın 9 ayrı cephede savaştığını hatırlatan Prof. Dr. Genç, Türk milletinin ve dünyanın asıl odaklandığı cephenin ise Çanakkale Cephesi olduğunun altını çizdi. Petrolün enerjiye dönüştürülebileceğinin anlaşılması üzerine, enerji kaynaklarını ele geçirmek üzere başlatılan bu savaşın, Osmanlı topraklarındaki petrolün ele geçirmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Genç, bu savaşların bu gün bile devam ettiğinin altını çizdi. Etkinliği hazırlayan ve katkı sunanlara teşekkür eden Prof. Dr. İlhan Genç, etkinliğin yararlı olması temennisi ile konuşmasını sonlandırdı.
“Türkleri Medenileştireceğiz!”
Gerçekleştirilen açılış konuşmasından sonra Dr. Emine Şahin, “Birinci Dünya Savaşı Sırasında Çanakkale Cephesi’nde Propaganda Faaliyetleri” başlığı adı altında katılımcıları bilgilendirdi. Osmanlı devletinin İslamiyet üzerinde çalışmalar yaptığını ve Halifelik unvanından yararlanmaya çalıştığını söyleyen Şahin, İngilizlerin öncülüğündeki itilaf devletlerinin ise medeniyeti ön plana çıkardıklarını dile getirdi. İtilaf devletlerinin; Türklerin vahşi bir millet olduğunu, bu savaşla onları medenileştirecekleri söylemi üzerinden kendi milletini ve askerlerini etkilediğini söyleyen Dr. Emine Şahin, propagandada gazete, dergi gibi yazılı basın araçlarının da kullanıldığını ifade etti.
Türk Askerinin güçlü kuvvetli ve sağlıklı olduğunu yansıtmak, milletin moral ve motivasyonunu korumak için basınla fotoğraflar paylaşıldığı bilgisini veren Şahin, yine esir alınan düşman askerlerinin fotoğraflarının da paylaşıldığını ve bununla Türklerin vahşi bir millet olmadığı, esir alınan askerlere insan onuruna yakışır vaziyette davranıldığını söyledi.
“Çanakkale Savaşı Tam Anlamıyla Bir Destandır”
Çanakkale Destanı’nın Modern Kültürdeki Yeri’ni değerlendiren Dr. Emel Şengül Aras ise; Çanakkale Savaşı’nın milli bilinci uyandırdığını ifade ederek, milli bilincin, modern edebiyatın konuları içerisinde olduğunu söyledi. Destanların; bir milletin geçmişinde yaşadığı toplumu etkileyen, onların birliğini ve devamını sağlayan çok önemli olaylar olduğunu vurgulayan Dr. Emel Şengül Aras, Çanakkale Savaşı’nın da tam anlamıyla bir destan olduğunun altını çizdi. Çanakkale’nin destanlaşmasının önemli bir nedenin de aklın alamayacağı olayların gelişmesine dayandığını dile getiren Aras, Seyit Onbaşının 215 kg top mermisini tek başına kaldırmasının ve İtilaf devletleri askerlerinin anlattıklarının da etkili olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemlerinin de Çanakkale Savaşı’nın destanlaşmasına katkı sağladığını ifade eden Emel Şengül Aras, Atatürk’ün Avusturalya basınına verdiği, onların askerlerini yüceltecek demeçleri ve Anzak annelerine yazdığı mektubu katılımcılarla paylaştı. Bugün itibarıyla Çanakkale Savaşı ile ilgili yerli ve yabancı yüzlerce eser yazıldığını ve 108 yıl geçmesine rağmen etkisinin hala sürdürdüğünü vurgulayan Dr. Emel Şengül Aras, bu etkiyi sözün gücü olarak tanımladığını söyledi.
YORUMLAR