Reklam
Reklam
EĞİTİM SADECE "BİR BİNADAN MI İBARETTİR ?"
Erol TAYHAN

Erol TAYHAN

EĞİTİM SADECE "BİR BİNADAN MI İBARETTİR ?"

19 Ekim 2023 - 11:42

Türkiye’de olduğu gibi Düzce’de de 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılı 11. Eylül. 2023.Pazartesi günü açıldı…!Eğitim öğretim faaliyetleri bu dönem Düzce genelinde 445 okulda, 74.628 öğrenciile 5.059 öğretmen tarafından yürütülecek.

         Lafı fazla uzatmadan konuya direkt gireyim…Düzce Turgut Özal Anadolu Lisesi’nin geçici bir binaya taşınmasıyla ilgili yaşanan gelişmeler dikkatinizden kaçmamıştır...Gelişme bazı medya kuruluşlarında farklı şekillerde yansıtıldı.Bardağın dolu tarafından bakma diye bir söz vardır ya hani…Hep boş tarafından bakmayı huy edinirseniz “dolu bardaktan bi-haber olursunuz…!

Biz de kendi yayın organımızda haberi aynen şu şekilde yansıtmıştık:

“HERŞEY “ÖĞRENCİLERİN RAHATI , HUZURU VE GELECEĞİ İÇİN…!”

Düzce Valiliği koordinesinde Milli Eğitim Müdürlüğü ve Düzce Belediyesi işbirliği ile yürütülen çalışmalar aralıksız devam ediyor. Turgut Özal Anadolu Lisesi (TÖAL)’nin Düzce merkezdekiAzmimilli Mahallesi’nde bulunan Azmimilli Okulu binasına (geçici olarak) taşınmasına yönelik çalışmalarda sona geliniyor.

GÖSTERİLEN ÇABA TAKDİRLE KARŞILANIYOR

23 Kasım 2022’de meydana gelen 5,9 şiddetindeki depremde  “Deprem Performans Analiz Sonucu”a göre yıkım kararı verilen Turgut Özal Anadolu Lisesi öğrencilerinin Düzce merkezde Azmimilli Mahallesi’nde Avni Akyol Öğretmenevi’nin hemen yakınında bulunan binaya “geçici olarak” taşınmasına yönelik resmi prosedürlerin tamamlanmasının ardından binayla ilgili fiziksel dizaynında yapımına kalıcı bir yapı güvenliği hesaplanarak öğrencilerin deprem stresinden uzakta rahat ve steril bir ortamda eğitim ve öğretim faaliyetlerini sorunsuz sürdürmeleri için başlatılan hummalı bir çalışmada son rötuşlar titizlikle yapılırken gösterilen çaba ve çalışma takdirle karşılanıyor.

26 derslik (+3 derslik) olmak kaydıyla kütüphane, idare girişinde öğretmen odası ve yönetici odaları başta olmak üzere sıfırdan yapılan tuvalet ve lavabolar  ziyaret eden veliler tarafından büyük bir beğeniyle karşılanıyor. Ayrıca okul içinde bir mescit’te bulunuyor.

Turgut Özal Anadolu Lisesi öğrencileri için hazırlanan binanın eğitim müfettişlerinin ortak incelemesi sonucu alınan karar gereği “Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) Okul Açma ve Kapama Esasları”nda yer alan “Lise Binası Kriterleri”ne göre Milli Eğitim Müfettişlerinin incelemesi sonucunda karar verildiği öğrenildi.

30 KİŞİLİK SINIFLARA AKILLI TAHTALAR TAKILIYOR

Turgut Özal Lisesi öğrencileri için özenle hazırlanan 30 kişilik sınıflarda akıllı tahtaların yerli yerine montajı da aralıksız devam ediliyor.

Öte yandan lise öğrencileri için özenle hazırlanan sınıfların sıra ve masaları da hazır hale getirildi...Okul bahçesinde bir kantin yeri de inşa edilerek öğrencilerin teneffüslerde fazla zaman kaybetmeden gıda ihtiyaçlarını da karşılamaları da düşünülmüş…”

         … …

HABER “YALANLANMADI” DEMEK Kİ “DOĞRU HABERMİŞ…!”

         Bu haberin ardından TÖAL’ın öğrenci velilerinden bir kişi (ismi önemli değil) hakarete varan yorumlar da paylaşmış olmasına rağmen bizde onları kaldırmadan yayınladık. Toplum her iki tarafın da kanaatini ve düşüncesini  anlamasıiçin kısmadık kesmedik aynen verdik.

         Haberi ne valilik ne de Milli Eğitim Müdürlüğü yalanlamadı.Bu haberin yansız ve objektif bir anlayışla yazıldığının bir göstergesidir…Haberimizin doğruluğunu nasıl anlıyoruz: “10 Eylül.Pazar günü eylem yapan bir gurup veli ve öğrenci dahil olmak üzere TÖAL öğrencileri 11. Eylül. 2023. Pazartesi günü ‘istemeyüz’ dedikleri okul binasına girerek derse girdiler…!”

         GELİŞMELERİ HATIRLAYALIM…!

         Bu haberin ardından okulların açılacağı 11.Eylül. 2023. Pazartesi günü öncesi 10. Eylül.Pazar günü (TÖAL)Düzce Turgut Özal Anadolu Lisesi’nden bir gurup veli ve öğrenci “Belediye önünden Anıtpark’a kadar yürüyerek kamuoyunun dikkatini çekmek istediler.Ellerinde TÖAL pankartları taşıyarak…!

         Aslında “öğrenci velileri yalnız yürüyecekti” de kamuoyunun ve malum medyanın dikkatini çekmek için (yanlarına bir gurup öğrenciyi de alarak ‘veli-öğrenci dayanışması’ olduğu imajını vermek istediklerinden olsa gerek) Anıtpark’a kadar yürüdüler.Adına “sessiz yürüyüş” dediler.

         “OKULLARIN AÇILMASINA 1 GÜN KALA NEDEN EYLEM YAPILIR?”

         Bir gün sonra okullar açılacakken TÖAL öğrencilerinin yerleri hazırlanmış; bina eğitim-öğretim için de hazır hale getirilmişken“bir gün sonra gidecekleri bina aleyhine slogan atarak” yürüyen öğrenci ve bazı veliler de pazartesi sabahtan itibaren hiçbir eylem yapmamışlar gibi Azmimilli’deki okula geldiler, oturdular.

Olması gereken tabii ki buydu…!Dünyanın hiçbir yerinde yarın açılacak okullar için bir gün evvel bina talep edilmez.!

Bu mudur sizin iyi niyetiniz..!!!

Tarihte “bir günde bina yapılması vaki midir …!Yani hedefiniz “üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?”Bir olaya yanlış yerden başlarsanız yanlış devam eder. 11. Eylül’den bu yana öğrenciler Azmimilli ‘deki binada öğrenimlerini sürdürüyor. Hayırlı olsun başarınız daim olsun.

“TÖAL’IN DİĞER OKULLARDAN FARKI NEDİR?”

Turgut Özal Anadolu Lisesi’nin başarısını tabii ki biliyoruz ve takdir ediyoruz; ancak bu okul Düzce’deki 445 okuldan biri…! Kimse kusura bakmasın 20 yıldır bu binada öğrenim gören Azmimilli Mahallesi’ndeki öğrenciler, 20 yıl bekledikleri yeni binalarına kavuşmanın sevincini yaşarken TÖAL ‘ın öğrencileri,kendileri için yeniden imar edilen, yeniden dizayn edilen bu binada bir yıl kalamayız diyerek eylem yapmaları “tasvip edilemez.”Resmi anlamda bir okul binasının ihale süreci ve yapım süresi bellidir. Adı belli üstelik:“geçici bina.!”

Çocuklarınız bu binada öğrenim görürken, dün yaptıklarınızdan bugün utanmadınız mı…!

         Bu binayı beğenmeyenler, Anıtpark’ta feveran edenler; geldiniz burada oturuyor ve burada okuyorsunuz. Demek ki sizin için çalışanlar doğru tespitte bulunmuşlar. Vali, Milli Eğitim Müdürü, Belediye Başkanı ve Milletvekilleri demek ki doğru bir iş yapmış…Eğriye eğri; doğruya doğru…!

         Yürüyerek eylem yapmanızın demek ki hiçbir faydası olmamış…!

         Olan belki de Milli Eğitim Müdürü’ne olmuş. Ülkede zaten en kolay iş “memurun yerini değiştirmek…!”

         30. Ağustos. 2021’de Ankara’dan Düzce’ye Milli Eğitim Müdürü olarak gönderilen Tamer Kırbaç,  9. Ekim. 2023’te Ankara’ya geri alındı. Bakanlık nezaket gösterdi yine de O’nu sahiplendi merkeze alarak…!Eylem yapanlar, orada burada atıp tutanlar,şimdi kimin haklı kimin haksız olduğunu anlamışsınızdır…

         “ORTAK ALINAN KARARIN NE ZARARI VAR?”

Bir okul için bu kentin “ileri gelenleri”vali başta olmak üzere yetkili bürokratları atanmışlar-seçilmişler “karar öncesi bir araya gelip durum değerlendirmesi yapıyorsa…! Kentin Belediye başkanı Milletvekili ve Milli Eğitim Müdürü(MEM) bir araya gelip ortak karar alabiliyorsa…

Şimdi söyleyin Allah aşkına “bunda ne mahzur var…!?”

Bunda ne yanlış var…!?

Ne hata var burada…!?

Bir ilin geleceği için “olması gereken” tam da bu değil mir Allah aşkına …!

Bir kent için en iyi yöntem bu değil midir…! Kim ne derse desin: kararlar böyle alınır, böyle uygulanır. Bakanlık yapmış bir kente belediye başkanlığı yapan Dr.Faruk Özlüokul binalarını şehrin dışına taşımak istiyorsa” okulların binasını nereye ve ne tür bir bina yapılacağına tabii ki o karışacak.Kentin imarından sorumlu olan makam, tabii ki okulların da ibadethanelerin de binaların da  sosyal donatı alanların da spor ve eğlence alanlarının yerine karışmayacaksa neye karışacak…!

“YÖNETENLERİN KENT İÇİN İSTİŞARE ETMESİNDE NE BEİS VARDIR…?”

Milli Eğitim Müdürü tek başına karar almamıştır. Valiyle birlikte “Belediye başkanıyla bir görüşelim binaların yapımı konusunda fikri nedir, okul binalarını şehrin dışına taşıma düşüncesi, projesi ne safhadadır, bir görüşelim” dediyse bunda ne hata var…!?

İlin seçilmiş milletvekili Ercan Öztürk’ü yanına alıp, belediye başkanı Dr. Faruk Özlü’yü de arayıp İl Milli Eğitim Müdürü ve okul idarecileriyle birlikte taşınacakları okul binasında toplantı yapmaya karar vermelerinde ne mahzur var…!?

Bu tür bir organizasyon için ilgili taraflara haber veren irade, öğrenci velileri ile neden görüşsün…! Toplantı yapmaya gelenlerle öğrenci velilerini bir çatışma ortamına sokmak ne insanidir ne ahlaki…!

Peki böyle bir toplantının yapılacağının hiçbir medya mensubuna bilgi verilmemişken; tek medya gurubunun toplantıya müdahil olması basın etik kurallarıyla bağdaşır bir durum mudur…!

Bu kenti yönetenlerin, bir araya gelip istişare etmesinden, görüşmesinden neden ürküyorsunuz! Nedir endişeniz anlatın da biz de bilelim.!

“Şehr’ül-Emin” (şehrin emin kişisi, şehirde kendisine güvenilen kişi: Belediye Başkanı) ile Milli Eğitim Müdürü, seçilmiş milletvekilleri kentin eğitim kurumu için özel bir toplantı yapamazlar mı…? Toplantı yapmak suç mudur…?Kentin eğitim-öğretimi için dayanışma sergilemek ayıp mıdır?

Hangi eğitim kurumu izinsiz, müsaadesiz görüntüye alınır…!?

Ondan sonra Belediye Başkanı veliye “Başörtünden utan” deyince niçin hakaret oluyor…!

Başörtüye bir hakaret mi var ortada. Başörtülü hanıma bir “uyarı” var. Başkan Özlü“senin başörtülü hanım olarak senin burada olmanı, bunlara uymanı sana yakıştıramadım” demek istiyor.“Niye başörtüsü takıyorsun” demedi ya…! Birileri başkan Özlü’ye ve toplantı ekibine adeta “kumpas” kurmaya kalkmışlar.! Sonuç onu gösteriyor.

EĞİTİMDE “SAMİMİYET VE İYİ NİYET ESASTIR…!”

Eğitim öğretim kumpas işi değildir. Tezgah işi hiç değildir. Eğitimde samimiyet ve özveri esastır…! Öğretmen ve yöneticiler Milli Eğitim müdürü, Milletvekili bir sorunun tespiti ve çözümü için toplantı yapmaya karar vermişler…Tabii ki Başkan Özlü şaşkınlık içindedir o anda…!Beklemedik bir ortamın içinde kendisini bulmuş olmanın getirdiği bir psikozun etkisinde kalmış şok olmuştur manzara karşısında.! Sorun çözmeye geldikleri alanda adeta basılmışlardır…

Ekip toplantı için gelmiş“kumpasçılar” tezgah kurarak “abdest” bozmuşlardır.Kafa karıştırıp mide bulandırmışlardır…Böyle stresli ve gergin bir ortamda medya mensubu itidalli olmak zorundadır. Medyanın görevi denetimdir, gözetimdir. Medya karar mercii değildir burada…!O yüzden medyanın her dediği olacak diye bir kural da yok zaten…!

Toplantıyı “Haber adı altında” basmak hangi basın kanununda yazmaktadır…!? Bu mudur samimiyet…!Bu mudur güven…!

İzinsiz eğitim kurumuna girilmez…! Müsaadesiz ne görüntü alınabilir ne de fotoğraf çekilebilir…! Eğitim öğretim kurumları, sağlık kuruluşları,Adalet Salonları müsaadesiz, izinsiz  gezilemez foto ve video çekimi de yapılamaz…! Bir masada yemek yerken izinsiz fotoğraf çekmek dahi gayri-ahlaki olarak algılanır.!

TOPLANTININ “SABOTE” EDİLMESİ ETİK MİDİR…!

Böyle bir ortamda “Efendim sabote etmiyoruz, görüntü alıyoruz, haber almak için geldik” deme lüksünüz yoktur….Milletvekili, Belediye Başkanı, Milli Eğitim Müdürü, Okul müdürü ve idarecileri, Okul Aile Birliği Başkan ve yöneticileri veya eğitimciler bir araya gelir sorunu enine boyuna tartar tartışırkonuşur...Taraflar karşılıklı olarak dinlenir, sonra açıklama yapılır.Usul budur adap bu…!

Bağcıyı dövmenin kime ne faydası olacak…!Bugüne kadar “karşılıklı dövüşmenin” veya “vuruşmanın” kime ne faydası oldu ki…!

“EYLEM” VE “SLOGAN”HER ZAMAN SORUN ÇÖZMEZ.!”

Okulların açılmasına bir gün kala “öğrencileri sokağa dökmenin amacını biri çıksın da açıklasın…!Yeni yer hazırlanmış okul gıcır gıcır yapılmış beyefendiler yolda yürüyorlar…!“Bu okulda biz okumayız…!”Bir de adına “sessiz yürüyüş” diyorlar arlanmadan sıkılmadan…!

20 yıldır bu okulda öğrenim gören öğrenciler Tanzanyalı mıydı ! Bu Azmimilli Mahallesi’nde yaşayan öğrenciler depremden bu yana yıkılan okullarının yerine yapılan bu binada kalırken “neden sokakta bir sessiz yürüyüş” yapmadınız…!

Turgut Özal Anadolu Lisesi (TÖAL) için bir yıllığına bu bina size tahsis ediliyor alelacele…! Emek sarf eden Milli Eğitim Müdürüne teşekkür edip “madalya takmanız” gerekirken kumpas peşindesiniz...!”

BİR GÜN EVVEL “İSTEMEZÜK” DEDİKLERİ OKULA GELDİLER!

Bir gün sonra okula gidecek öğrencileri sokağa döküyorsunuz…!Bu ilde 445 okuldan biri TÖAL…! Kentin ileri gelenleri Milletvekili, Belediye Başkanı, MEM, herkes toplanmış sizin sorunlarınızı çözmenin peşinde siz “ortalığı karıştırmanın peşindesiniz…!

Peyami Safa’nın şu sözü kulağınıza küpe olsun: “İyiler kaybetmez, kaybedilir…!”

İlin valisi ile Milli Eğitim Müdürünü sözüm ona “çıkmaza itiyorsunuz. Sanki TÖAL’de büyük bir sorun varmış gibi kamuoyunu meşgul ediyorsunuz.!

Kentin Şehr’ül-Emin’i yeni okul binası tesis ve temin etmek için kapı kapı hayırseverlerin kapısını çalarak koşturuyor, alkışlayıp madalya takacağınıza “eylem” diyerek ortalığı bulandırıyorsunuz.! Korsan hareketler yapıp istişare toplantısını provoke ediyorsunuz…!

Efendiler o gün yaptığınız yanlıştır. Size akıl verenler de yanlış yapmışlardır. Öğrenciler gençtir toplum psikolojisinin etkisiyle tezgaha gelebilirler. Ancak onların anası-babası nasıl dolduruşa gelebiliyorlar anlamakta zorlanıyorum.Bu tür durumlarda akl-ı selim davranmak esastır. Bugün öğrenciyi yanlış yönlendirmenin yarın farklı sonuçlar doğuracağı unutulmamalıdır. Düzce’nin dün olduğu gibi bugün de “birlik beraberlik ve dayanışmaya ihtiyacı vardır.” Hele sorun eğitimse daha da büyük bir dayanışmaya ihtiyaç vardır.

Nezaket ve zerafet; karşılıklı sevgi ve saygı bunu gerektirir…!

“VALİ ASLAN DA, BAŞKAN ÖZLÜ DE DÜZCE İÇİN BİR ŞANSTIR”

Bu açıdan İl’e atanan yeni Valimiz Sayın Selçuk Aslan Düzce için bir şanstır. Diyaloga ve istişareye açık, güler yüzlü ve babacan, insani olarak da vefakar ve samimi bir vali her zaman gelmez. Kadir kıymet bilelim.

Okul bina yapımı konusunda koşturan, bazı mekanları kütüphaneye çeviren,hayırseverleri de okul ve kütüphane gibi kalıcı eserlerle taçlandıran Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ‘de Düzce için bir şanstır…Bürokraside ve siyasette, makam olarak da bakanlıkta elde ettiği meziyetleri, bilgi birikim ve deneyimlerini kenti için harcayan bir belediye başkanı da her zaman gelmez.

Siyasi bir geçmişi olmadığı için herkese şirin görünmeyi beceremiyor olabilir; ancak siz işe ve icraata bakınız. Sonuca bakınız.Önemli olan “Düzce’nin ve Düzceli’ninkazanmasıdır…Bir belediye başkanı okul ihtiyacı için düşünüyorsa, proje sunuyorsa bunu takdir etmek insani bir sorumluluktur.           

MÜDÜR TAMER KIRBAÇ’IN GÖREVDEN ALINMASI YANLIŞTIR

Düzce dışından Düzce’ye ve Düzce eğitimine hizmet etmeye gelmiş Düzce’nin misafiri Milli Eğitim Müdürü Tamer Kırbaç’ta Düzce için bir şans-tı…Sabrı, azmi ve kararlılığı, disiplini ve istişareye açık tutumu, dayanışma yöntemi, diyalogu eğitim için bir kazançtı…! Bazen “fazla iyi niyet ters tepebiliyor.!”Bunu “anlaşılmamakta ısrar” olarak yorumluyorum ben…Milli Eğitim Müdürü“kentin siyasi iradesini, belediye başkanını ben tanımam işimi yaparım” dese medyada kavga ve inatlaşmalar olsa bugün kazandırılan binalar ve çözülen sorunlar konuşulur muydu…!

Milli Eğitim Müdürü’nün görevden alındığını ilk öğrendiğimde “yazık etmişler” dedim. Aynı sözümün arkasındayım: “Yazık ettiniz…!”Tamer Kırbaç, Düzce’yi ve Düzce’deki eğitim düzeyini tam kavramışken, ihtiyaçları tanımışken bugün görevden almak müdüre bir şey kaybettirmez olan Düzce eğitimine olur…! Hiçbir kurum şahıslara endeksli değildir ancak Tamer Kırbaçgibi Düzce’de eğitim öğretim için 24 saat mücadele etmiş bir değerin yanlış ve kasıtlı kaynaksız birtakım haberler için taşlanması, hedef gösterilmesi “doğru değildir.!”

…Düzce TÖAL’dan ibaret değildir…Düzce’de 445 okul var halen de yapılmak üzere olan binalar da var. Milli Eğitim’i “tek okul” içine sığdırmaya çalışmak ya da “bir binaya sığdırmaya çalışmak” eğitimi bilmemektir, eğitim-öğretimden anlamamaktır…!

O yüzden başlıkta sorduğum soruya cevabımnettir: “Eğitim bir binaya hapsedilemeyecek kadar mini bir birim değildir. Eğitimi bir binaya sığdıramazsınız; çünkü EĞİTİM, SADECE BİR BİNADAN İBARET DEĞİLDİR…!

Şu gerçeği de belertmeden geçemeyeceğim:“Eğitimde zengin-fakir; tembel-çalışkan ayırımı olmaz…!TC’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bakın ne diyor: “Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.”(1)

Eğitim evrenseldir; o yüzden Theodore Roosevelt’in şu sözü herkesin kulağına küpe olsun:“Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır.

Konuyu bu kadar irdelememin ana sebebi; özellikle eğitimde yarın olası hataların önüne geçmek içindir. Son sözüm M.Akif Ersoy’un şu önemli uyarısı olsun:

            Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

            Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

            "Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;

            Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

Bu yazı 7248 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Kemal kul
    5 ay önce
    Doğru \"Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi. Erol Bey çok teşekkürler.

Son Yazılar