Reklam
Reklam
KURBAN'DA "KORONA"YA BAKIŞ..!
Erol TAYHAN

Erol TAYHAN

KURBAN'DA "KORONA"YA BAKIŞ..!

08 Ağustos 2020 - 10:39

“Koronalı” farklı bir “kurban” bayramını ihya ediyoruz. Biliyorsunuz Cuma ve bayram namazlarının “ortak özelliği”  namazları içinde “hutbe”nin yer almasıdır.

O yüzden önce “hutbenin ifade ettiği manayı” iyi anlamamız gerekiyor: Hutbe; İslam dininde cuma ve bayram namazlarında imam tarafından minberde okunan dua, öğüt ve mesajdır. Bu arada İslam’ın Peygamberi Hz. Muhammed’in vefatından önce müslümanlara hitaben irad ettiği dini metnin adının da “veda hutbesi” olduğunu hatırlatmak isterim. . Veda hutbesi müslümanlara hitaben yapılmış olmasına rağmen insanlık alemini de kapsayan “evrensel bir çağrı” mahiyeti de taşımaktadır.

Bazı kaynaklarda cuma hutbesi; “İslam ülkelerinde, devletin bağımsızlık belirtisi” olarak da izah edilmiştir. Bu anlamda hutbe “bağımsızlığın simgesi” konumundadır…“Hür olmayana cumanın farz olmadığı” hükmü de bununla bağlantılı olsa gerek.!

Bu girizgahın ardından asıl konumuza dönelim.

Cuma biliyorsunuz müslümanların “haftalık bayramı” olduğuna göre kurbanla birlikte bu iki bayramın da “buluşma anı” olma güzelliğine tanıklık etmiş olduk bu kurban bayramında...Tabii ki “korona korkusu ve tehlikesi” altında..!

Dini bayram olarak “Ramazan” ve “Kurban” bayramlarının yanında;  “Cuma”nın da müslümanlar açısından  “haftanın bayramı” olduğunu biliyorsunuz. Cuma ve hutbeler müslümanların “haftalık toplanma anı” olmasının yanında “haftalık değerlendirme, ikaz ve mesaj yeri olduğu” da malumunuzdur.

Kurban bayramının Cuma gününe rastlaması bu notu yazmamı gerektirdi bana ...Müslümanlar bu yıl, sabahı bayram namazıyla karşıladıktan sonra; öğleyi de “Cuma (bayramı) namazı” ile süslemenin ve sürdürmenin hazzını yaşadılar. Her iki bayramda da “hutbe”nin oluşu, hutbenin ifade ettiği mananın biraz daha iyi anlaşılmasını adeta zorunlu kılıyor. Hutbenin ifade ettiği manayı iyi anlamamız gerekiyor.

“HUTBELER DÖNEMİN MEDYASI” KONUMUNDADIR

Tarihteki o süreç ve bugünü de birlikte kıyaslarsak “Hutbeler dönemin medyası” konumundadır.! Haftalık canlı yayın misali.! Haftalık “halka sesleniş mekanı” olarak yorumlamak gerekir. Bu söylem size farklı gelse de “haftalık olayların değerlendirildiği ve İslam’a göre yorumlandığı yerlerdir hutbeler. ‘Müslümanlara mesaj verme ve haftalık olayları yorumlama’ ortamlarıdır..!”

Hele hele “Veda Hutbesi”ni bir düşünsenize.!Hicri 9 Zilhicce 10 tarihinde (çeşitli kaynaklarda Miladi takvimde 6-7-8-9 Mart 632 olarak karşılanmaktadır.) İslam peygamberi Hz. Muhammed(A.S) tarafından, kendisinin ilk ve son Hac'cı olan Veda Haccı'nda 124.000 müslümana hitap ettiği konuşma anı ve metni . Bu hutbe aynı zamanda Hz. Peygamberin ölümünün de yaklaştığını bildirdiği bir hutbedir… 

MEDYADA VE HİTABETTE “AHLAKİ KURALLAR!”

Nasıl ki “medyada etik ve ahlaki kurallar” bir anlamda kanun hükmündeyse; hutbede de hatip ve cemaatin “belli kural ve kaideler”  çerçevesinde hareket etme zarureti vardır.!   

Çok önemlidir ki “hutbe” cumanın şartlarındandır. Yani hutbe olmazsa namaz da olmuyor.Bayram namazları içinde geçerlidir bu kural.!

Bu şu demektir: “Namazda yasak olan şeyler hutbede de yasaktır.”

İslam alimlerinin “İmam dua ederken amin demek, salavat getirmek de mekruhtur, Bu tarz davranışlar bizi hutbenin faziletinden mahrum edebilir” demeleri de buna işaret eder.

İslam’ın hutbeye verdiği önemi, değeri ve fazileti anladığınızı düşünüyorum. Yani hutbe esnasında o kadar dikkatli ve edepli olacaksınız ki “amin” diyerek bile tasdik etmeyeceksiniz. Motivasyonunuzu bozmayacaksınız..! Dikkatli ve edepli oturup usulü dairesinde verilen mesajları dikkatlice dinleyeceksiniz..!

 

“Camii duvarına yaslanıp, ayakları da uzatıp uyuklamak, bağdaş kurup horlamak…” bunlar ne dinidir ne de ahlaki…!Hutbe okunduğu esnada bazen dünya kelamıyla zaman tüketenleri ve “cep telefonuyla mesajlaşanları gördükçe” insan camiden de cami cemaatinden de soğuyor.

 

İmam, namaza başlarken, siyasi görüşe göre “niyet” etmediğine göre; bitirirken de “partiye-purtuya” göre “selam” verecek hali yok…!  

Siyasi söylem yüzünden bir müslümanı camiden kaçırmanın veya  cemaatten soğutmanın vebalini hiç bir mü’min, hele hele hiç bir “imam-hatip” hiçbir şekilde telafi edemez. Konunun önemini ve hassasiyetini anladığınızı düşünüyorum.

  

HUTBEDE “KORONA” ANLATILMALI..!

Bu kadar önemli bir Korona (Covid-19) denen hastalıkla mücadele ettiğimiz bugünlerde uzun bir aranın ardından kılınmaya başlanan cuma namazlarında “her hutbede sağlık (maske+mesafe+temizlik) ve koronadan korunma yolları” kısa başlıklarla anlatılmalı; hutbede kesinlikle “siyasi söylemler”den uzak durulmalıdır.

Siyasi görüşler ve partiler geçicidir.‘Kalıcı olmayan’ düşünce tarzlarıdır; ancak İslam bakidir, kalıcıdır.

Bayram yazısında “bu tür konuların da ne önemi var ki” demeyiniz; zira bayram hutbesinde de bu uyarılar dikkate alınmalıdır.

“Her ezan öncesi korona uyarılarının yapıldığı” bir dönemde uzun bir aradan sonra cumada bir araya gelen camii cemaatine neden hutbelerde “koronaya yönelik uyarıcı” bilgiler verilmez ki ..!

Konunun güncel ve hassasiyetine binaen bu uyarımın “Diyanet işleri Başkanlığı” tarafından dikkate alınarak; Müftülükler kanalıyla da İmam-Hatipler tarafından cami cemaatine duyurulması gerektiğini düşünüyorum.

Her gün sabah hariç dört vakit camii hoparlöründen ilan edilen “Korona Duyurusu” haftanın bir günü Cuma hutbesinde neden duyurulmasın ki.!   

“VÜCUT SAĞLIĞI VE BOŞ VAKİT”

İslam Peygamberi’nin o asırda bu tür konularla ilgili o kadar çok sözleri (hadis) var ki birçoğumuz farkında bile değiliz...Ama hiç olmazsa gerekli olduğu durumlarda bunları kullanalım.Bilgileri tazeleyelim. Şu örnek aslında çok şeyi özetlemeye yeter: "İnsanların çoğunun kıymetini bilemediği iki nimet vardır: Vücut sağlığı ve boş vakit." 

Peygamber Efendimizin "Veba olan yeri tamamen bırak! Zira hastalıklardan insanı helak edeni de vardır" sözü de bir hayli manidar değil mi! “Veba”nın da “korona” türü bir bulaşıcı hastalıktan pek farklı olmadığını birçoğunuz bilse gerek.!

Örnekler çoğaltılabilir..!

“KORONA”DAN KORUNMA VE GIDA

Bulaşıcı, ne olduğu bilinmeyen, aşısı veya koruyucu ilaçları henüz bulunmamış olan araştırma safhasındaki  “Korona” gibi bir hastalıkla boğuştuğumuz bugünlerde bayrama da tam olarak adapte olduğumuz söylenemez.!

Böyle durumlarda “alınması gerekli gıdaların da ön plana çıkarılması gerekiyor. “Hangi gıdadan kaçınacağız ya da hangi gıdaya yöneleceğiz” gibi soruların cevaplandırılması ve ilgili konuların vuzuha çıkarılması gerekiyor.

Dikkatimi çektiği için sizlerle paylaşayım istedim: Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan‘ın “Beslenme ile ilgili uzmanların korona virüsüne karşı tüketilmesi gereken gıdalar olarak balık, yumurta ve beyaz et tüketmeyi tavsiye ediyor”  şeklindeki sözüne ilaveten:“Türkiye'yi aylarca besleyecek levrek, çipura ve alabalık başta olmak üzere BALIK, YUMURTA ve BEYAZ ET üretimimiz var" demesi dikkat çekici değil mi!

Buna ilaveten bir hadis-i şerifte de :“Peygamberlerden birisi Allah’a, güçsüzlükten yakındı; Allah, ona  yumurta  yemesini emretti." buyurulmuştur… İlmin tavsiye ettiği “yumurta yemenin” de dindeki hükmünü anlamış olduk.

Bu bayram “konuk ağırlamak” ve “ikramda bulunmak” gibi telaşımız olmayacağı için zamanınızın bol olduğunu düşünerek “kendi içinizde muhasebe yapmayı öneriyorum.”

Unutmayın:“El sıkmak, kucaklaşmak şart değil. Şart olan gönüllerin buluşmasıdır.Gönüllerin dayanışmasıdır.Fitne ve fesadı atın yüreğinizden..!” 

Çetrefilli bu hayatın hengamesinde kendimizi unuttuğumuz eski günlere inat “biraz düşünmeye ve muhakeme yapmaya ihtiyacımız var.!”

Her şeye rağmen koronalı da olsa bir Kurban Bayramı’na ermenin huzuru içinde hijyene dikkat ederek; maske ve mesafeye riayet ederek bayramı eda etmenizi diliyor; koronasız yeni bayramlara sağlıklı olarak ermeyi niyaz ediyorum.

 

Bu yazı 64490 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • turan şahin
    3 yıl önce
    Doğru yani. Cumada hutbeyi dinleyen onu anlayan çok az. Ben de hutbe okunurken mesaj atan çok kişiye rastladım. Cami duvarına yaslanıp uyuklayanın hutbeden ne haberi olur ki, böyle hutbe dinleyenin abdesti de gider. Cuma namazını da kılmamış oluyor aslında farkında değil bu tür müslümanlar.Erol bey bunu da ben ilave edeyim.
  • kemaletten yılmaz
    3 yıl önce
    Hutbeler "dönemin medyası" olduğunu yazmışsınız Erol Bey. Çok dikkatimi çekti. tabii siz gazeteci olduğunuz için bir anlamda o çağda halkın "haber alma" ihtiyacını karşılamasının yanında "olayları yorumlama" veya olayları anlama açıklama veya tefsir etme imkanı sağlamış oluyor hutbe. Yazınızı okuyunca bu detayı paylaşmak istedim. Teşekkür ediyorum.

Son Yazılar